Termal Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Termal Mutlu Sonlu Masöz

Lesje seçtiği şarabın iyi olup olmadığından kararlı değil. William kendisini bir şarap uzmanı sanır. Sö zde alçakgö nü llü lü k taslar. Bir kez bir lokantada bir şişe şarabı beğenmeyip geri gö ndermişti. Lesje Termal Mutlu Sonlu Masöz onun bu fırsatı çoktandır kolladığını dü şü nmekten kendini alamamıştı. William gitmeden bir gece ö nce Lesje beraber içtikleri şarabın şişesini çö pten bulup çıkarmış, etiketteki adı bir yere yazmıştı. William o şarabı seçmişti. Eğer şimdi dudak bü ker, mırın kırın ederse, Lesje bunu yüzüne vuracak. Ama bu fikir sandığı şeklinde neşelendirmiyor onu.

Lesje birden kuyruğun ö nlerinde bir yerde Nate Schoenhof’u gö rü yor. Yü reği ağzına geliyor. Birden bü tü n merakı kabardı yine. Nate bir buçuk aydır ortada gö rü nmedi, Lesje onu mü zede Elizabeth’i beklerken bile gö rmedi. Kendini tam anlamıyla bırakılmış saymasa da, hayal kırıklığına uğradığı kati. Sanki bir film seyrediyordu da yarısında projeksiyon  makinesi bozuluvermişti. Şimdiyse ona soracağı şeyler olduğunu dü şü nü yor.

Termal Mutlu Sonlu Masöz

“Nate!” diye sesleniyor fakat Nate onu duymuyor. Gidip onun kolunu çekiştirmek için kuyruktan çıkması da olanaksız. Her neyse ki Nate’in arkasındaki adam durumu fark ediyor da Lesje’ya bakması için Nate’i dürtüyor. Nate dönüyor ve onu görüyor. Kapıda Lesje’yı bekliyor. “Seni evine götüreyim” diyor. Ellerinde şarap şişeleriyle yola koyuluyorlar. Hava karardı bile, kar da hâlâ yağıyor. Islak kar kü mecikleri rü zgarsız havada aşağı doğru sü zü lü yor, hava nemli, kaldırım insanın ayaklarının altında lapa gibi.

Soğuk yok. Nate bir yan sokağa sapıyor, Lesje bu yolun sapa olduğunu bile bile onu izliyor; bu yol doğuya gidiyor, kendisi ise gü neye gidiyor olmalıydı. Kim bilir Nate onun nerede oturduğunu unutmuştur. Lesje ona Noel’i iyi geçirip geçirmediğini soruyor. Nate, “Korkunç bir Noel geçirdim. Ya seninki nasıldı?” diyor. Lesje, “Berbattı” diye karşılık veriyor. Biraz gü lü yorlar. Ailesiyle geçirdiği Noel’in ne kadar kö tü olduğunu yahut neden o denli kö tü olduğunu ona sö ylemekte güçlük çekiyor. “Nefret’ederim Noel’den” demekle yetiniyor. “Hep nefret ettim.”